“Tembellik hakkı”na yönelik Antropolojik Notlar

- Boş zamanlarınızda naparsınız?
- Kitap okurum, müzik dinler, konsere giderim, seyahat ederim, spor yaparım, sinema-tiyatroya giderim.


Şair Paul Valery'nin “yeni bir vahşet çağı” dediği modern çağda, insanlar asosyal görünmemeleri gerektiğinden; genellikle ezberden, kendilerine ilkokulda öğretilmiş olan, bu klasik yanıtları verirler. Oysa gerçekte, çoğunlukla, anca “dinlenmek”tedirler. Sosyal güvencelerin her geçen gün azaldığı, işsizler ordusunun arttığı, bu sebeple de çalışanların sahip oldukları işi öpüp başlarına koymaları gerektiğinden, maaşlarının artmamasına, hatta son krizlerle birlikte düşmesine bile göz yummaya ve daha fazla mesaiyi kabul etmeye zorlanmakta, sonuç olarak mecburen kabul etmektedirler. Haftanın yedi gününden altısında çalışmak zorunda kalan insanların hakkını savunacak hiçbir düşünce biçimi ya da ideoloji yok görünmektedir. Çünkü her düşünce devlet ve sermayenin çıkarına, kalkınmaya, göööya “gelecek nesillere bir gül bırakmak” için vardır. Kutsal Kalkınma söylencesine göre; Biz yavaş yavaş öleceğiz ama torunlarımız gün yüzü görecekmişmişmişmişşşş...